15 Mayıs 2012 Salı

Turk hamami gibisi var mi?


Kizimin okul tatili dolayisiyla solugu Istanbul’da aldik. Iyi ki aldik. 28 derece sicaklik ve gunes, super puslu ve yagmurlu Hollanda havasindan sonra ilac gibi geldi. Malum biz Hollanda’da halen bot ve yagmurluk giyiyoruz.


Istanbul bana gore dunyanin en guzel sehri. Buyuk metropollerin hemen hepsini gormus birisi olarak buna kanaat getirdim. Bir cok sebebi var. Iklimi, konumu, hem modern hem de tarihi bir dokusu olmasi, 7/24 herseye ulasiminizin olmasi gibi bir cok sebep sayabiliriz. 7/24 herseye ulasim deyip gecmeyin. Cok onemli bir konu. Misal, kuafor: Istanbul’da dus alip evden ciktiginizda her yone en fazla 10 adim uzaklikta hemen fon cekmeye hazir bir kuafor vardir. Randevuya falan gerek yoktur. Bu bir nimettir. Yurtdisi maalesef oyle degil. Birincisi fon cekme diye bir konseptten haberdar degiller. Blow dry diye bir uygulama var ki, bildiginiz kurutma makinesiyle saci kuruturken, fon fircasiyla da yalandan saci hale yola sokuyorlar. Bizim en kiytirik kuafor bile daha iyisini yapabiliyor. Manikur ve pedikur daha beter. Bir kere Hollanda’da tirmak eti kesme yok. Tirmak etlerini iteleme var. Eli suda bekletip, etleri iteleyip, oje suruyorlar ve yallah. Isiniz bitti. Genel uygulama bu. Belki de iyi bir uygulama ancak biz kenar etlerini aldirmaya alismis Turk kizlarina uygun bir uygulama degil maalesef. Bir de protez tirnak durumlari var. Ozellikle Ingiltere ve Hollanda’da. Uzun uzun, Bulent Ersoyvari protez tirmaklari cok seviyorlar. O tirnaklarla nasil spor yapilir, nasil salatalik soyulur, nasil banyo yapilir, bilen beri gelsin. Ama cok seviyorlar. Renk renk, boy, boy protez tirmak pek moda.

Donelim tekrar guzel Istanbul’umuza. Istanbul’un en sevdigim yeri tarihi yarimada. Ve en sevdigim rotasi da soyle: Sabah vapurla Karakoy. Namli’da kahvalti yapilir. Oradan yuruyerek Kapalicarsi’ya gecilir. Luzumsuz seyler alindiktan sonra Fes Kafe’de turk kahvesi molasi verilir. Daha sonra Ayasofya ve Topkapi olagan ziyaretleriyle tura devam edilir. Topkapi’da zumrutlere ic gecirilir. Guvenlik gorevlileriyle “Muhtesem yuzyil burada mi cekiliyor, yoksa baska yerde mi cekiliyor” geyigi yapilir. Ogle yemegi mutlaka Topkapi Sarayi icindeki Konyali’da yenir. Su boregi ve doner yenmeli. Cok feci bir ikili biliyorum ama naapalim. Sonrasinda tekrar yuruyerek misir carsisina gidilir, baharat ve yurtdisindaki arkadaslara bilumum Turkish delight alisverisi yapilir. Yeni cami onundeki cay bahcesinde cay ya da oralet icilip tekrar vapurla karsiya gecis. Tavsiye ederim, harika bir rota. Surekli Istinye Park’ta takilanlara ozellikle tavsiye olunur. Zihin acici bir rota. Yapmak lazim ara sira.

Ben bir Turk hamami hayraniyim. Istanbul’da yasarken ayda bir muhtelif otellerin hamamlarina kese kopuk masajina giderdim. Cok da saglikli oldugunu dusunuyorum. Ancak her zaman aklimda eski ve tarihi bir hamam tecrubesi edinmek vardi. Bu geldigimde tarihi Cagaloglu hamamina gitmeye karar verdim. Cok guzel, mistik ve insana kendisini iyi hissettiren bir mekan. Aydinlik, buyuk bir kubbesi var. Isi ve buhar cok bunaltmiyor. Harika kirmizi kareli pestemallari var. Bana kese ve kopuk masaji yapan bayan (natir mi denir onlara?) cok basariliydi. Kese bir harikaydi, kopuk masaji daha da bir harikaydi ve bence bunun sebebi de kullandiklari sabundu. Ben beyaz sabun kokusunu cok ozlemisim. Yillardir dus jeli kullanmaktan temiz, beyaz sabun kokusu nedir unutmusuz. Sabunlari zeyntinyagli defne sabunuymus ve Ayvalik’tan geliyormus. O guzel koku basli basina bir terapi bence. Beni eski guzel gunlere goturdu. Sonrasinda vucudumda ne bir kuruluk oldu, ne kasinti. Tam tersi pamuk prenses gibi oldum. Cok enteresan bir lifle vucudunuzu kopurtuyorlar. Daha once benzer bir lif gormemistim. Salkim sacak bir sey. O da bir mini kese hissi yaratiyor. Derinlemesine temizlendiginizi hissediyorsunuz. Hamamin icinde kucuk bir dukkan var. Kese, pestemal, sabun ve benzeri hamam malzemeleri satin alabiliyorsunuz. Cok guzel bir deneyimdi. Ozellikle natir hanimin kese ve kopuk masaji sonrasi beni dizinin dibine oturtup, uvey anne darbeleriyle saclarimi yikamasi kismina bayildim. Benim saclar sac olali, oyle temizlenme gormemistir herhalde. Saclarimi yikadi, kremledi, taradi ve ordu. En son da kafamdan asagi soguk su doktu. Adettenmis. Gozum kapali oldugu ve hazirliksiz yakalandigim icin orada biraz moralim bozuldu tabii. Bu arada yuzu her banyo sonrasi sodayla yikamanin cok iyi gelecegine dair bir tuyo verdi bana. Hamamdan ciktiktan sonra bana bir sise de soguk gazoz getirdi. Oh cok guzeldi valla. Herkese tavsiye ediyorum. Mutlaka ayda bir turk hamami candir...Kiymetini bilelim.






1 yorum:

  1. özlem ne güzel yazmışsın yaaa.. gitmiş kadar oldum.. gelince beni de götür.. İlkay

    YanıtlaSil