9 Nisan 2010 Cuma

Bahar Korçan'la tanıştım!






Galatada bir öğleden sonra...

Geçen Cuma öğleden sonra arkadaşım Pınar'la güneşli bir İstanbul kaçamağı yapmaya karar verdik. "Ben Galata civarını çok iyi bilmiyorum, bir gitsek mi?" diye öneride bulundum. Modayı onca seven ve İstanbul'da yaşayan bir insan olarak henüz Galata civarını keşfetmemiş olmam Pınar'ı hayretlere düşürdü. "Sennn daha Galata'ya gitmedin mi? Oradaki butikleri görmedin miiii?" diyerek sesini tizletmesi sonucu Galata'ya doğru yola koyulduk. Bu arada uzun yıllar da Taksim'de konuşlanmış Turkcell binasında çalışmış olmam da cabası. Hava harika, güneşli, soğuk ama rüzgarsız. İlk durağımız Galata Şarküteri oldu. Bildiğiniz şarküteri aslında ama içerde yok yok. Her türlü güzel ekmekler, peynirler, şaraplar. Hatta minicik iki kişilik şarapları bile var ki su bardağında veriyorlar. Siz de sandviçinizi beklerken bardağı elinize alıp, kapının önünde güneşte ılık ılık oturup Galata kulesinin muhteşemliğini seyrediyorsunuz. Karnımızı doyurduktan sırasıyla sokakları gezmeye başladık. Çok enteresan bir yer. Bir bakıyorsunuz harap bir bina ve içinde yaşayan sokak köpekleri. Hemen yanında ultra güzel bir butik. Karşısında bir eskici (hatta vitrinde inanılmaz çini bir şömine vardı ama kapalıydı. ) Onun karşısında takı tasarımları yapan Aida Pekin'in dükkanı. Ötesinde Simay Bülbül'ün dükkanı. Simay Bülbül'ün dükkanında kasanın sağ tarafındaki duvara eski aynalar asılmış. Artık Simay Hanım'ın mı dükkanı tasarlayan mimarın mı fikri, bir harika duruyorlar. Bayıldım. Böyle küçük ayrıntılara vuruluyorum ben işte. Bu yaratıcılığa. Simay Bülbül'ün kıyafetleri boşuna konuşulmuyor. Dört gözle yeni koleksiyonu bekliyorum. Biz gittiğimiz gün henüz çok fazla yeni koleksiyon yoktu ama bu genç hanımın deriyi kullanış şekline şapka çıkarmak lazım. Yolumuza devam ediyoruz. Ortalıkta okuldan çıkmış çocuklar, hemen arka fonda bir kilise. Yaaa ne güzelmiş buraları diye dolanırken Bahar Korçan'ın dükkanının önüne geliyoruz.

Bahar Korçan'ın tükkanı...

İnanılmaz güzel, sıcacık bir dükkan. Dükkanın içi ayrı güzel, kıyafetler ayrı güzel, Bahar Korçan ayrı bir güzel. Önce dükkandan başlayalım: Sol duvar tamemen tuğla, kocaman şıkır şıkır bir kristal avize. Duvarda bir kitaplık. İçinde kitaplar, oyuncaklar, fincanlar. Hatta biz oradayken mimarı da oradaydı. Karşıda çok güzel iki koltuk. Ortasındaki sehpada likör, lokum. Koltuklardan birine bir sokak kedisi konuşlanmış. "Çıktı geldi bir yerlerden. Yeni sakinimiz" dedi Bahar Korçan. Ne kadar tatlı bir insan. Ne kadar komplekssiz, ne kadar gülzeryüzlü. Bu arada satış danışmanlarını da es geçmeyelim. Ne güzel önerilerde bulunuyorlar. Tam dozunda. Gerçekçi. Biz Pınar'la şekerci dükkanındaki çocuklar gibi bir oraya bir buraya koşup herşeyi giyip çıkarırken Bahar Korçan da kıyafetlerin hikayelerinden bize bahsediyordu. Mesela bazı tasarımların üzerinde kıvırcık siyah saçlı bir periler var ki çok sevimli. Meğerse Bahar Hanım'ın kızı çizmiş o komik perileri. Hatta ilk başta hiç sevmemiş, atalım bunları çöpe demiş. Ama annesi "sakkın haaa" diyerek elinden almış ve Bahar Korçan'ın elinin değmesinin sonucu ortaya çıkanları lütfen gidip kendiniz görün. Tişörtlerin kumaşından bahsetmiyorum bile. Yumuşacık, hafif.

İlk defa bir türk modacının tasarımını alıyorum...Beyaz trençkotum.....

Şimdi gelelim benim meşhur Bahar Korçan markalı trençkotuma. Lakin kendisi bizim şirkette bir fenomen oldu çıktı. Ben trençkot dedildiği zaman Burberry der başka da bir şey demezdim. Klasik trençkotlar için hala da öyle derim. Taş gibi. Ne sonbaharlar, ne kışlar, ne kurutemizlemeler görüyor da bana mısın demiyor. Benim Burberry'm diz altı. Zaman zaman daha spor ve tam kalça altında biten bir boya da ihtiyaç oluyor lakin. Bu sebeple dere tepe arayıp duruyordum. Araya taraya istediğim gibi bir şey bulamayınca "yine Burberry'ye gidip paraları bayıl Özlem" dedim kendime. Ve fakat Bahar Korçan'ın beyaz, fırfır yakalı trenchini görene kadar. Bu arada gidip de dükkana "beyaz bir trench varmış" diye sormayın. Çünkü bu aslında şık bir ceket olarak tasarlanmış. Kendisine trechkot muamelesi yapan benim. Hatta ben o gün ceketi gayet maskülen ayakkabılar, kot ve gömlekle giydiğimde Bahar Hanım " Aaaaa, ben hiç böyle düşünmemiştim, ne kadar güzel oldu" diye yorum yaptı. Tabii bana da hemencecik onu satınalmak düştü. Resimlere bakın, kararınızı verin.

Hadi gidin Galata'ya. Hem o muhteşem atmosferin keyfine varın, hem de Türk tasarımcılarımızla gurur duyun. Ben artık onları adım adım takip edeceğim. Türk modasının gelişmesi artık hepimizin elinde. Sadece modacıların yaratıcı olmasıyla doğru orantılı değil. E su yakmıyor bu, öyle değil mi ya? Türk modacılarının tasarımlarını alarak hem onların hem Türk modasının gelişmesine destek olursunuz, hem de biraz kalıplarınızı yıkarsınız.

8 yorum:

  1. çok kıskandım, ben de Bahar Korçan bluzumu giyip, resim çektirip, koyucam ama:-) Seni gidi "Galata bilmez tanımaz ama öğrenince de hemen başkalarına satar" blogger:-) hayırlı ugurlu olsun, daha nice keşif gezilerimize inşallah...
    Pınar

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Özlem,
    Moda blogun hayırlı olsun, sendeki bu tutku, bana da doğum sonrası kendi yemek blogumu kurmak için ilham versin :)
    Bu arada ben de ne yazık ki Galatayı henüz keşfedememiş bir insanım...bir sonraki ziyaretinde beni de yanına almayı unutma...
    Sevgiler,
    Aslıhan

    YanıtlaSil
  3. Canım arkadaşım,Blogun hayırlı olsun çook beğendim...Birgün inşallah yeni istanbullu olarak sen de beni gezdirirsin (Zira Pınar'ı Kıskandım).Sevgiler,Başarılar...
    Şenay

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Özlem,
    Çok başarılar dilerim.

    YanıtlaSil
  5. Özlemciğim,
    Hayırlı uğurlu olsun.
    Bir moda blogunun olması çok güzel, sana yakışır:))
    Sıkı takipçin olacağım, sevgilerimle:))Nazan

    YanıtlaSil
  6. Sevgili Özlem;
    öncelikle hayırlı olsun :)
    Bundan sonra sıkı bir takipçi daha eklendi diye düşünüyorum sevgiyle kal.
    Emine

    YanıtlaSil
  7. ŞEKERİM,
    NİHAYET BENDE YORUMLUYORUM BLOGUNU.YENİ YAZINIDA OKUDUM VE HEMEN PALLADIUMA GİTTİM.MERAK ETME SIKI TAKİPÇİNİM.TEKRAR HAYIRLI OLSUN.BAŞARILAR....
    DİDEM

    YanıtlaSil
  8. Sevgili moda blogger'im Özlem :)
    Yıllarca 'Özlemmm, anti aging kremlerine başlamam lazım, hangi markayi alayim? Özlem, binici çizmesi almam lazim, nerden bulurumm? Özlem, skinny jeans, Özlem stiletto, Özlem göz altı kapatıcısı, Özleeeeemmmm!!!! ' diye başının etini yedikten sonra sen de kökten bir çözüm bulayım, blogger olup tüm halka sesleneyim dedin değil mi?? :)) Ne iyi ettin! Artık her yazı bir aydınlanma! Heyecanla bekliyorum :) Şenda Pınar

    YanıtlaSil